|

'Gözde et yürümesi'ne dikkat

'Gözde et yürümesi'nin özellikle güneşi bol, kuru iklimlerde yaşayanlarda ve açık havada çalışanlarda görüldüğünü belirten uzmanlar, rahatsızlığın mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Yeni Şafak
12:02 - 24/01/2018 Çarşamba
Güncelleme: 12:14 - 24/01/2018 Çarşamba
IHA
Fotoğraf: Temsili
Fotoğraf: Temsili

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rana Altan Yaycıoğlu, gözlerde yabancı cisim hissi, batma ve kızarıklık gibi pterjiuma bağlı ilk şikayetlerin başlangıçta damla gibi daha basit önlemlerle giderilmeye çalışıldığını ifade ederek, "Genelde yavaş büyüyen ve sorun çıkarmayan pterjium dokusunun bazı hallerde büyüyerek görmede azalmaya neden olabilir. Ancak, bu durumda cerrahi olarak çıkarılmasına ihtiyaç duyuluyor" diye konuştu.

"En etkili sebep UV ışınları"

Yaycıoğlu, pterjiumun oluşumunda farklı etkenler söz konusu olsa da esas olarak UV ışınlarının sorumlu tutulduğunu belirterek, "Bu nedenle özellikle sıcak iklimlerde yaşayanlarda, açık alanda güneşli ve rüzgarlı ortamlarda hayatını sürdüren ya da çalışmak zorunda olan kişilerde daha yaygın olarak ortaya çıkıyor. Gözün şakak tarafından gelen ışınların göz içinde yansımalarla iç kenarda (burun tarafında) pterjium oluşmasına neden oluyor. Ayrıca, polen, kum, sigara dumanı ve rüzgara fazla maruz kalanlarda sıklıkla görülen bu sorunda genetik yatkınlığın da etkili olduğu düşünülüyor. Dolayısıyla ülkemizde de iklim özelliklerinden dolayı güney ve güneydoğu gibi daha çok güneş alan bölgelerde daha sık görülüyor" şeklinde konuştu.

"Lens kullanımında da zorluk oluşturuyor"

Prof. Dr. Rana Altan Yaycıoğlu, pterjiumun çoğunlukla hafif şikayetlere yol açtığını söyleyerek, şunları kaydetti:

"En sık gözlerde kızarıklık, yabancı cisim hissi, gözde rahatsızlık, yanma, kaşınma hissi ve bazen görmede azalmaya neden oluyor. Eğer kişi kontakt lens kullanıcısı ise, pterjiumun oluşturacağı rahatsızlık hissi ve kabarıklık lens kullanımında zorluk oluşturabiliyor. Pterjium büyüyerek korneanın bir kısmını örtme noktasına ulaştığında astigmatizmada artış ve görmede azalmaya neden olabilir. Ancak sorunun ilerlemesi kişiden kişiye değişiyor; bazı kişilerde hızla ilerlerken, bazılarında yıllarca hiç değişiklik görülmüyor."

"Tedavi değişiyor"

Genelde görmede azalma yapmadıkça veya belirgin rahatsızlığa neden olmadıkça pterjiumların tedavi edilmesi gerekmediğini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rana Altan Yaycıoğlu, tedavi yaklaşımında atılması gereken adımları şöyle sıraladı:

"Belli bir tedavi uygulanmasa da hastalar düzenli aralıklarla muayene edilerek görme seviyeleri ve pterijiumun boyutlarının değerlendirilmesi gerekiyor. Eğer hastada rahatsızlık veya kızarıklık yapıyorsa damla veya pomat şeklindeki ilaçlarla rahatlatılmaya çalışılır. Bu konuda başarı sağlanamazsa, bir kırma kusuru olan astigmat oluşturup görmede bulanıklığa neden olursa veya hastanın kozmetik yönden rahatsızlığı varsa pterjium cerrahi olarak çıkarılabilir."

Yaycıoğlu, farklı yöntemlerin uygulanabildiği cerrahi ile ilgili en büyük problemin hastalığın tekrarlama riski olduğunu ifade ederek, "Özellikle genç yaşlarda cerrahi uygulanan hastalarda tekrarlama riski daha fazla. Bu nedenle küçük pterjiumlarda ve genç hastalarda lüzum olmadıkça dokunmamak gerekiyor" dedi.

"Korunma, hastalığın ilerleme hızını etkiliyor"

Prof. Dr. Rana Altan Yaycıoğlu, mümkünse pterjium oluşmasına neden olan çevresel faktörlerle karşılaşmaktan kaçınmanın en önemli korunma yöntemi olduğunu kaydederek, "Bunun için gözlerin, güneş gözlüğü ve şapka ile güneş ışıklarından, rüzgardan ve tozdan korunması gerekiyor. Güneş gözlüklerinin aynı zamanda morötesi (UV) ışınlarına karşı koruyucu olması ve özellikle yanlardan gelen ışınlara engel olacak şekilde olmasına önem vermek gerekiyor. Pterjium bulunan kişilerde de korunmanın hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor. Bu noktalara cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra da dikkat etmek tekrarlama ihtimalini de azaltacaktır" ifadelerini kullandı.

#Göz Sağlığı
6 yıl önce