Avrupa’da ırkçı ve nefret söylemi sadece mültecilere yönelmiyor. Ülkelerinde doğup büyüyen, eğitim alan ve vatandaşlık verdikleri göçmenlere de ayrımcılık yapılıyor. En son Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil'in Almanya milli takımını bıraktığını açıklaması büyük bir şok etkisi yarattı. Özil'in “Takım arkadaşlarım, antrenörlerim ve Alman halkı için her şeyimi verdim. Fakat Almanya Futbol Federasyonu'nun yöneticilerinin Türk kökenime saygı göstermemeleri ve beni bir siyasi propaganda aracına dönüştürmeleri, işleri dayanılmaz noktaya getirdi. Kazanınca Alman, kaybedince göçmen oluyorum. "şeklindeki sözleri dünya gündemine bomba gibi düştü. Peş peşe açıklamalar geldi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Almanların ırkçı saldırılarına maruz kalan Mesut Özil'i telefonla arayarak tebrik etti. Başkan Erdoğan, "Takındığı tavır milli ve yerli, gözlerinden öpüyorum. Fotoğrafı hazmedemiyorlar." dedi. Özil'in memleketi Zonguldak'ta 'Mesut Özil Caddesi' tabelasında bulunan Alman milli formalı fotoğrafı kaldırıldı ve yerine Erdoğan ile birlikte çektirdiği fotoğraf konuldu. Almanya Adalet Bakanı Katharine Barley ise ”Mesut gibi büyük bir Alman futbolcunun ülkesinde ırkçılık nedeniyle istenmediğini ve Almanya Futbol Federasyonu tarafından temsil edilmediğini hissetmesi bir alarm sinyalidir” demesi yeni bir tartışmanın kapısını araladı.
Ümit Özil'e açıklamasının ardından destek mesajları yağdı. Bunlardan en dikkat çekici olanı ise "Simyacı" kitabıyla bütün dünyada büyük bir hayran kitlesi edinen Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun mesajı oldu. Coelho, "Okumaya değer bir metin: 'Kaybettiğimizde göçmendim.' Özil, geçmişte ve şimdi ne olduğu hakkında ne söylerlerse söylesinler, daima kazanan sen olacaksın." ifadelerini kullandı. Özil'in Almanya Milli Takımı'nda beraber forma giydiği Gana asıllı futbolcu Jerome Boateng, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda, Mesut Özil ile çektirdiği bir fotoğrafa yer vererek, Almanca ve İngilizce olarak "Seninle olmak büyük mutluluktu Abi" metnini yayımladı. Futbol kariyerini İngiltere'nin Arsenal takımında sürdüren Özil'e Arsenal'den takım arkadaşı Hector Bellerin, " Ülkesi için saha içi ve dışında çok şey yapmış birine böyle saygısızca davranmak gerçeküstü. Bu davranışa karşı göğüs germen harika"dedi.AK Parti Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu ise "Dört sene Almanya için yarıştım. Hollanda'ya transfer olunca düzenim bozulmasın diye Almanya'da kalmak istedim ama sınır dışı edildim. Bu yüzden Mesut'a yapılanları çok iyi anlıyorum." sözleriyle Özil’e destek verdi.
Mesut Özil'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile fotoğraf çektirmesi ve Almanya Milli Takımı’nın 2018 Dünya Kupası’na erken veda etmesinin ardından gelen bu haklı tepkisi aslında bir anda ortaya çıkmadı. Yıldız futbolcu uzun zamandır ırkçı söylemlerle mücadele halindeydi. Almanya’daki aşırı sağcı ve İslam karşıtı "Almanya için Alternatif"(AfD) partisi sistematik olarak göçmen futbolcuları özellikle Mesut Özil'i hedef gösteriyordu. AfD Yönetim Kurulu Üyesi Beatrix Von Storch, o günlerde Mesut Özil'i hedef almış ve : "Maçlardan önce Alman milli marşının okunmasına katılmadığı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile buluştuğu için Alman pasaportuna sahip olmasına rağmen Alman olmadığını" söylemişti. Yine aynı parti üyeleri Fransa’nın evsahipliğindeki 2016 Avrupa Futbol Şampiyonasını öncesinde, göçmen kökenli Alman Milli Futbol Takımı yıldızlarına karşı ırkçı kampanya başlatmıştı. AfD Genel Başkan Yardımcısı Alexander Gauland'ın siyahi futbolcu Jerome Boateng hakkında “İnsanlar onu futbolcu olarak iyi buluyorlar, ancak bir Boateng’i komşu olarak istemiyorlar.”demişti. AfD Genel Başkanı Frauke Petry, Özil'in Umre ziyaretini eleştirmişti. Onun Umre’de çektirdiği fotoğrafla ilgili Petry, “Özil’in bu fotoğrafla siyasi olarak neyi hedeflediği sorgulanabilir” demişti. Almanya için Alternatif Partisi’nin en tanınan isimlerinden Başkan Yardımcısı Alexander Gauland da konuyla ilgili tartışmalara katılarak, “Alman Futbol Takımı, artık klasik anlamda milli kimliği temsil eden bir takım değil” diye konuşmuştu.
Mesut Özil’in çıkışı daha önce ırkçı söylemlere sesini yükselten göçmen futbolcuları gündeme taşıdı. Cezayir asıllı Fransız oyuncu Karim Benzema, "Ne zaman gol atsam Fransız oluyorum ne zaman atamasam Arap" ve Afrika kökenli Beklçiklı futbolcu Romelu Lukaku ise "Her şey iyi giderken Lukaku Belçikalı forvet! Kötü gidişte Kongo asıllı” şeklinde tepkilerini göstermişlerdi.
Göçmen fubolcular her zaman ırkçı söylemelere maruz kaldılar. Avrupa'da göçmen futbolcuların birçoğu milli takımda doğup büyüdükleri ülkeleri temsil etseler bile hiçbir zaman kabul görmüyorlar. Örneğin Fransa'da göçmen karşıtı tutumun giderek arttığı bir dönemde, ülkeyi Dünya Kupası'nda şampiyonluğa taşıyan milli takım futbolcularının çoğunun Afrika kökenli göçmenlerden oluşması epey manidar oldu. 23 kişilik Fransa Milli Takım kadrosunun 15'i Afrika kökenli futbolculardan oluşurken, takımda sadece iki Fransız futbolcu var. Şampiyonluğun ardından Paris'teki metro duraklarındaki tarihi kişiliklerin adı Afrikalı futbolcu isimleriyle yeniden yorumlandı. Fransa tarihinde 1998 ve 2018 yılında iki kez şampiyon oldu. İlkini Cezayir asıllı Zidane sayesinde kazanmıştı. Zidane'nin babası İsmail Zidane Cezayir'den Paris'e 1950'lerde göç ettiği sıralarda gece bekçiliği yapıyordu. 40 yıl sonra bekçi olduğu araziye inşaa edilen Fransa’nın ulusal stadyumu ‘Stade de France’ de oğlunun Fransa'nın kahramanı olacağından habersizdi. Gece bekçiliği yapan babaların ulusal kahraman ilan edilen çocukları,atalarının maruz kaldığı ırkçı söylemlerle 21. yüzyılda mücadeleye etmeye devam ediyor. Göçmenler vatandaş olarak değil, kullanışlı olup olmamasına göre sınıflandırılıyor.
