|

Bir garip şair: Orhan Veli

Türk edebiyatının en özgün ve yenilikçi şairlerinden Orhan Veli Kanık, 68 yıl önce bugün 36 yaşında hayata gözlerini yumdu. Şiirlerinin yanı sıra hikaye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser ortaya koyan usta şair, "Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda", "İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı", "Gün olur alır başımı giderim" isimli şiirleriyle adından günümüzde de sıklıkla bahsettiriyor.

Yeni Şafak
15:08 - 14/11/2018 الأربعاء
Güncelleme: 15:51 - 14/11/2018 الأربعاء
AA
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık

Türk şiirinin en özgün ve yenilikçi şairlerinden Orhan Veli, ölümünün 68. yılında sevenlere tarafından anılıyor. Garip akımının öncüsü şair, 36 yıllık hayatına şiirlerinin yanı sıra hikaye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.

"Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda", "İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı", "Gün olur alır başımı giderim" isimli şiirlerin şairi Orhan Veli, 13 Nisan 1914’te Mızıka-yı Hümayun’da klarnist Mehmet Veli Bey ile Fatma Nigar Hanım’ın ilk çocukları olarak Beykoz’a bağlı Yalıköy’deki bir konakta dünyaya geldi.

  • Ailesi ona "Ahmet Orhan" adını verdi. Soyadı Kanunu’ndan sonra aile "Kanık" soyadını aldı. Kanundan önce, babasının adındaki "Veli"yi sahiplenen Ahmet Orhan, "Orhan Veli" olarak tanındı.

Bir kız kardeşinin henüz bir yaşına gelmeden vefat ettiği belirtilen Orhan Veli’nin, Adnan Veli ve Füruzan (Yolyapan) isimli 2 kardeşi daha oldu.

İk hikayesi "Çocuk Dünyası" dergide basıldı

Çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir’de geçen Orhan Veli, mütareke sırasında Akaretler’de bulunan Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfına devam etti. 7 yaşındayken
son Halife Abdülmecid’in Yıldız Sarayı’nda düzenlediği düğünde sünnet edildi
. İlkokula, Galatasaray Lisesi’nde yatılı olarak başladı. Edebiyatla tanışması bu yıllara dayanan şairin ilk hikayesi, "Çocuk Dünyası" isimli dergide basıldı.

  • Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şefliğine atanan babasının Ankara’ya tayininden sonra Orhan Veli, ilkokulu Ankara Gazi İlkokulu’nda tamamladı. Ortaokulu, Ankara Erkek Lisesi’nde okuyan Orhan Veli Kanık, lise yıllarında hocaları Ahmet Hamdi Tanpınar, Rıfkı Melul Meriç, Halil Vedat Fırtınalı ve Yahya Saim Sinanoğlu’nun ilgisini gördü.

Ortaokul döneminde Garip akımını birlikte başlatacakları Oktay Rifat Horozcu ile arkadaş olan Orhan Veli, bundan birkaç yıl sonra Halkevlerinde bir müsamere sırasında Melih Cevdet Anday ile tanıştı.

Orhan Veli, ilk yazılarını lise yıllarında çıkardığı "Sesimiz" adlı okul dergisinde yayımladı. Bu dönemde aruz veznini kullandı.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne 1932 yılında giren ve bir süre okuyan Orhan Veli, Galatasaray Lisesi’nde öğretmen yardımcısı olarak görev aldı. Okulu tamamlayamayan Orhan Veli, 1936’dan 1942’ye kadar, Ankara PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Milletlerarası Nizamlar Bürosu’nda çalıştı.

"Garip" çıkıyor

Orhan Veli, şairliğinin ilk yıllarında hece ölçüsüne dayanan, kafiye ve redife özen gösteren şiirler yazdı. Bu şiirlerinde geçmişi özleyiş, çocukluk anıları, doğa sevgisi, umutsuzluk ve yalnızlık gibi temaları hüzünlü bir dille işledi. Eski biçimde yazılmış olduğu için sağlığında yayımlanan hiçbir kitabına almadığı bu şiirleri yayımladığı tarihten yaklaşık bir yıl gibi kısa bir zaman sonra "Yeni biçimli" ilk şiiri "Ağaç"ı Oktay Rıfat’la birlikte yayımladı.

1941’de liseden arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile ortaklaşa çıkardıkları “Garip” adlı şiir kitabıyla Türk şiirindeki yenileşme hareketini başlattı. Garip akımı, Türk şiir tarihinde büyük bir kırılmanın ve köklü bir değişikliğin ifadesi oldu.



Bestekar da olan babası oğlunun şiirlerini besteledi

Orhan Veli, babasını da "İstanbul’da, Boğaziçi’nde/Bir fakir Orhan Veli’yim/Veli’nin oğluyum/Tarifsiz kederler içindeyim" dizeleri nedeniyle kızdırdı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi babası Mehmet Veli Kanık’ın "Oğlum, madem böyle şeyler yazıyorsun, bari benim ismimi karıştırma" ifadelerini kullandığı söylenir. Bestekar da olan babası oğlunun şiirlerini besteledi.

Çukura düşerek başından yaralandı

"Ölüme Yakın" başlıklı şiirinde, "Ölünce kirlerimizden temizlenir / Ölünce biz de iyi adam oluruz / Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış / Hepsini unuturuz" diyen Orhan Veli, 1950 yılının Kasım ayında 1 haftalığına gittiği Ankara’da bir gece, belediyenin kablo döşetmek için açtırdığı bir çukura düşerek başından yaralandı.

İstanbul’a döndükten sonra bir arkadaşının evinde otururken birden fenalaşan Orhan Veli, kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesi’nde 14 Kasım Salı günü vefat etti. Şairin alkol zehirlenmesinden ya da suikasta kurban gitmiş olabileceğinden de söz edilmesine rağmen beyin kanamasından öldüğü tespit edildi. Cenazesi, Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı’nda tasarımını Abidin Dino’nun yaptığı toprağa verildi.

  • Orhan Veli’nin şoke eden ölümü edebiyat dünyasını derinden sarstı. Şair için Neyzen Tevfik, ölümünün ardından "Yaprak'ından yararlandığımız verimli bir dal ansızın kırıldı, düştü. toprağa, doğanın ta koynuna girdi." ifadelerini kullandı.
  • Nazım Hikmet, Orhan Veli için, "Öyle sanıyorum ki Orhan Veli bizim en güzel şairlerimizden biri. Çok genç öldü, yazık oldu ama, ölümsüz" dedi.

Hayatı kendisini yakarak bulur

Bedri Rahmi Eyyüboğlu, "Büyük bir şair, büyük bir edip, çok iyi bir arkadaş, çok iyi bir insanı kaybettik…" diyerek duygularını dile getirirken, şairi 12 yaşından beri tanıyan Ahmet Hamdi Tanpınar ise "Çok severdim. Şiirin büyük damarından gelme bir şairdi. Böylelerinin hayatı kendisini yakarak bulur" ifadelerini kullandı.

#Orhan Veli
#Bir garip şair
#Ölüm yıl dönümü
#Orhan Veli Kanık
٪d سنوات قبل