|

Aşka dair bir klasik: güvercin gerdanlığı

E. İbni Hazm’ın Güvercin Gerganlığı kitabı bu defa dört farklı Arapça baskısı ve üç ayrı Fransızca tercümesini dikkate alarak Cemal Aydın tarafından yeniden çevrildi. Kitap aşk ve dostluk üzerine gözlem ve araştırmalardan yola çıkarak okurun zihninde farklı bir pencere açıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/06/2018 Çarşamba
Güncelleme: 06:48 - 13/06/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
Aşka dair bir klasik: 
güvercin gerdanlığı
Aşka dair bir klasik: güvercin gerdanlığı

FUNDA ÖZSOY

Aşk, nice insanın gönlünde taht kurmuş, nicesinin aklını başından almış, âşıkı karasevdanın pençesinde karanlık kuyulara düşürüp dünyasını karartırken dahi hastalığın dermanını yine kendi içine gizlemiştir.

Ol bu sebep, şairi söyleten aşktır:

“Aşk derdiyle hoşem, el çek ilacımdan tabib

Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır”

Ve dahi Kays’ı Leyla’nın uğruna cinnetlere sürükleyerek onu Mecnun yapan da aşk. Çok şeyler yazılmış, söylenmiş aşk üzerine. 11.yüzyılda Endülüs’te yaşamış olan İbn Hazm da bin yıllık bir zamanı içinde barındıran Güvercin Gerdanlığı eseri ile aşka dair, âşığa dair tarihe kayıt düşenlerden. Bu tamlama, güvercinlerin boyun kısmında doğuştan bulunan halka biçimindeki tüylerden yola çıkılarak kitaba isim olarak seçilmiş olsa da, aslında klasik İslam edebiyatında mazmun olarak kullanılan, aşkın gücüne boyun eğenlerin ölene kadar boyunlarından çıkarmadığı tasavvur edilen “aşk zinciri”ni sembolize eder. Dolayısı ile eserin ismi de içeriği kadar çarpıcı, etkileyici.

YENİDEN ÇEVİRİSİ YAPILDI

Dünya kurulduğundan bu yana insanlığa ödül mü yoksa ceza mı olduğuna hala karar verilememiş olan aşka dair bu eseri, dilimize Cemal Aydın kazandırmış. Bilenler bilir, Fransız düşünür Goger Garaudy’nin eserlerini dilimize kazandırmasıyla tanınan Cemal Aydın’ın ne kadar titiz bir mütercim olduğunu. Bu yüzden kitabın başında yer alan açıklamadan; Cemal Aydın’ın çeviri aşamasında eserin dört farklı Arapça baskısını ve üç ayrı Fransızca tercümesini dikkate alarak Güvercin Gerdanlığı’nı dilimize kazandırdığını öğrenmek şaşırtmıyor bizi. Ayrıca bununla da yetinmeyip eserin daha önceki Türkçe çevirilerini de titizlikle incelediğini yine bu açıklamadan öğrendiğimizde, bir eserin çevirisine bunca emek vermiş olan mütercime, gösterdiği bu ihtimamdan dolayı saygı duymadan edemiyorsunuz.

Güvercin Gerdanlığı, hangi dinden, milletten, kültürden olursa olsun, insanlığın ortak dili kabul edebileceğimiz aşk üzerine ve bu duygunun devamı kabul edebileceğimiz dostluk üzerine araştırmalardan, gözlemlerden, incelemelerden ve hatıralardan oluşan bir eser. Kitaba bir dosta yazılmış mektup formunda giriş yapılması, esere olan ilgiyi artırıyor. Zira mektup, samimiyettir; onu yazanla okuyanı zaman ve mekân mefhumunu ortadan kaldırarak bütünler. Böylece bin yıl evvel yaşamış olan yazarla duygudaşlık kurmak, yazılanları içselleştirmek daha kolay olmuş okur açısından. Çocukluk ve gençlik yıllarını birlikte geçiren, daha sonra nasıl olmuşsa artık farklı coğrafyalarda yaşamak zorunda kalmış iki dostun mektuplaşmasından ortaya çıkan bir metin olarak kurgulamış olan bu eserde İbn Hazm, dostunun mektubuna cevap yazan konumunda olup, dostunun isteğini kıramayıp bu eseri inşa eden kişidir:

“Benden aşkın ne olduğu ve farklı anlamları, sebep, belirti ve bitişlerini, sevginin önünü açan veya önünü kesen şeyleri bütün gerçekliğiyle anlatan, sade ve süssüz (pek uzun da çok kısa da olmayan) bir inceleme yazmamı istiyorsun.”(s.13)


İşte Güvercin Gerdanlığı, tam da bunu hedefleyerek yazılmış bir eser. İbn Hazm’ın, dostunun mektubuna cevap vermek amacıyla yola çıkmış olduğu bu eser, dostunu kıramayan yazarın aşk ve âşıklığa dair gözlemlerini, düşüncelerini, incelemelerini içeriyor. Bunu yaparken yazar, gözlem ve incelemelerini somutlaştırmak adına, bizzat kendi tecrübelerini, şahit olduklarını ve ikinci şahıslardan dinlediği yaşanmışlıkları da kurgunun içine dâhil ederek, eserine bir roman tadı vermiş. İbn Hazm, bununla da yetinmemiş, eserin içinde anlatılanlara göndermeler yapan ve eserin estetik değerini artıran, bizzat kendi yazdığı şiirleri serpiştirmiş. Herkes bilir ki, bir şiiri başla dillere tercüme etmek en zorudur. Çünkü şiiri şiir yapan, şiire ruh veren iç ahengi, başka dile taşımak neredeyse imkânsızdır. Bunun için mütercimin o dilin ruhuna nüfuz etmesi gerekir. Güvercin Gerdanlığı’nda yer alan dilimize tercüme edilmiş şiirlerde bu iç ahengin korunduğunu görüyoruz.

AŞKA DAİR NE VARSA

Kitapta aşk, otuz başlık altında incelenmiş. Bu başlıklar altında yazar, aşkın mahiyetini(özünü, esasını), aşkın belirtilerini, aşkın farklı biçimlerini, olumlu ve olumsuz yönlerini, aşkta sadakatin ve ihanetin, ayrılığın ve kavuşmanın neticelerini, âşıklarda vefanın inceliklerini ve ayrıntılarını, aşk ve nefs ilişkisini türlü halleri ile geniş bir yelpazeden inceleyerek açıklar. Ayrıca bu sırada yazar, fikirlerini hadis ve ayetlerle, bilge insanların sözleriyle örnekleyerek zenginleştirir.

Güvercin Gerdanlığı’nı okuduğunuzda, sadece aşk üzerine değil, o dönemin Endülüs’ündeki sosyal, kültürel ve siyasi yapı üzerine da aşkla ilişkilendirilerek hayli bilgi ediniyorsunuz. Bin yılı aşkın bir süre önce yazılmış bu eser, döneminin coğrafyası üzerine bize çok şeyler öğretmekle beraber, bu bin yıl içinde çok şeyin değiştiğini göstermekle beraber, aşk duygusunun aslında hep aynı kaldığını da idrak etmemizi sağlıyor. Evet, medeniyetler kurulmuş, sonra yıkılmış, izleri silinmiş, ama aşk hep var olmuş, var olmaya devam etmektedir.

Güvercin Gerdanlığı kitabının sonuna, mütercim, on üç sayfalık küçük bir bölüm de eklemiş. Bir zamanlar medeniyetler beşiği kabul edilen, İbn Rüşd, İbn Arabi, İbn Tufeyl gibi hem Doğu’yu hem Batı’yı eserlerinin ışığında aydınlatan büyük alimlerin yetiştiği Endülüs’ün yok edilişi üzerine İbn Hazm’ın yazdığı Kurtuba’ya Ağıt, nesir olarak başlayan ve şiirle devam eden bir metindir. Yazar, bu metinde Kurtuba’da geçen çocukluk ve gençlik günlerine bir daha dönemeyeceğine olduğu kadar, bir daha eşi benzeri oluşturulamayacak bir medeniyetin hoyrat ellerde tarihe gömülüşüne de ağlıyor.

#Güvercin
#Aşk
6 yıl önce