|

Sözleşmeyi okumadan karar vermişler

İstanbul’daki “tapu iptal ve tescil” davasında “duygusal” bir karara imza atan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin skandalları bitmiyor. Binlerce sayfadan oluşan klasörleri incelemeden, dosyayı sıraya almadan ve duruşma tesis edip tarafları dinlemeden 21 günde hüküm veren hakimler Zafer Sayılır, Selahattin Coşkun ve Ali Köşüm, davadaki en önemli delil olan taraflar arasındaki 15 maddelik sözleşmenin sadece 1. maddesini okuyup geri kalanına bakmadı. 15. Hukuk Dairesi’nin hukuk katliamı yaptığı dava Albayrak Turizm ile ortağı arasındaki gayrimenkul ihtilafından çıktı. Albayrak Turizm 1989’da sözleşme gereği arazi üzerine kat karşılığı binayı inşa etti. 26 yıl sorunsuz kullanılan bina, deprem mevzuatı değişikliği nedeniyle tadil edilince, tadilat masrafı konusunda ihtilaf yaşandı.

Haber Merkezi
04:00 - 10/12/2018 Pazartesi
Güncelleme: 08:40 - 10/12/2018 Pazartesi
Yeni Şafak
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin skandalları bitmiyor.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin skandalları bitmiyor.

İstanbul’da açılan binlerce sayfa belgeden oluşan ‘tapu iptal ve tescil’ davasında duygusal bir karara imza atan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin skandalları bitmiyor. Binlerce sayfadan oluşan klasörleri incelemeden, dosyayı sıraya almadan ve duruşma tesis edip tarafları dinlemeden 21 günde hüküm kuran hakimler Zafer Sayılır, Selahattin Coşkun ve Ali Köşüm’ün, davadaki en önemli delil olan taraflar arasındaki sözleşmeyi bile okumadığı ortaya çıktı.

İstanbul’da açılan binlerce sayfa belgeden oluşan ‘tapu iptal ve tescil’ davasında duygusal bir karara imza atan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin bir skandalı daha ortaya çıktı. 15. Hukuk Dairesi tarafından hukuk katliamına dönüştürülen dava Albayrak Turizm şirketi ile ortağı arasındaki bir gayrimenkul konusunda çıkan ihtilafla başladı.

Albayrak Turizm şirketi ortağı ile 1989 yılında imzaladığı sözleşme gereği bahse konu arazi üzerine kat karşılığı binayı inşa ederek teslimini yaptı. Teslimi akabinde 26 yıldır sorunsuz olarak kullanılan bina, 1999 depremi sonrası değişen yeni deprem yönetmeliğine göre paydaşlarının ortak kararı ile tadil edildi. Bina depreme dayanıklı hale getirildi. Fakat tadilat masrafı konusunda ortaklar arasında ihtilaf çıktı. Binanın ortağı, tadilat masraflarını ödemeye yanaşmayınca Albayrak Turizm ‘ortaklığın giderilmesi davası’ açtı.

YEREL MAHKEME 15 AY İNCELEDİ

Mahkeme sürecinde ihtilaf bilirkişi tarafından incelenerek rapor hazırlandı. Raporda ortaklığın ‘bölünerek’ giderilemeyeceği, ‘satılarak’ giderilmesi gerektiğine ilişkin görüş yer aldı. Bunun üzerine tapu sahipleri 26 yıl önce teslim aldıkları, kiraya verip ücretini aldıkları malı sanki hiç teslim almamış gibi ‘tapu iptali ve tescil’ davası açtı. Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, 15 aylık incelemenin ardından Temmuz 2018’de dosyayı karara bağladı. Mahkeme, davacı ortağın binayı teslim alıp kullandığı, 26 yıl boyunca haklarının tamamını aldığını belirterek davanın zaman aşımından reddine hükmetti. Davacı taraf dosyayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. Pes dedirten hukuk skandalı da bundan sonra yaşandı.

SIRAYA ALMADAN KARAR VERDİLER

Dosyaya bakan 15. Hukuk Dairesi, istinaf mahkemelerinin inceleme usulünün dışına çıkarak duygusal bir karara imza attı. Yargıçlar Zafer Sayılır, Selahattin Coşkun ve Ali Köşüm’den oluşan heyet, dosyayı hiç sıraya almadan, duruşma tesis edip tarafları dinlemeden, binlerce sayfalık dosyada gerekli tahkikatı yapmadan, 15 maddelik sözleşmenin sadece birinci maddesini okuyup diğer 14 maddeyi yok sayarak hüküm kurdu ve kararı kaldırdı.

ANA DELİLİ YOK SAYDILAR

Kararını verirken davanın tarafları arasında 1989’da imzalanan sözleşmenin birinci maddesinde geçen “İnşaat 10 ay içinde kat mülkiyeti kurulup iskan alınacak, anahtar teslimi yapılacaktır” ifadelerini esas alan mahkeme, ‘iskan alınmamasının sözleşmeye aykırı bir durum olduğu’ yorumunu yaptı. Bu duygusal karar, mahkeme heyetinin davanın ana delili olan taraflar arasındaki sözleşmeyi bile zahmet edip okumadığını, hükmünü tek bir maddeye dayanarak verdiğini ortaya koydu.

Oysa sözleşmenin 7. maddesinde binaya ruhsata bağlanmadan, iskan alınmadan ilaveler yapılabileceği açıkça imza altına alındı. Davacı ortağın da imza attığı sözleşmenin ilgili maddesinde şu ifadeler kullanıldı: “Ruhsata bağlanmadan yapılacak ilaveler ve inşaat masrafları müteahhite ait olmak üzere yüzde 50’şer olmak üzere taksim edilecektir.” Sözleşmenin 14. maddesinde de yine 2 kat ruhsatı olan binanın 4 kat inşa edileceği açıkça ortaya konuldu. Fakat bu maddelere rağmen mahkeme duygusal kararda ısrar etti. Davacı tarafın taksim mukavelesi ile 4 katlı, imara aykırı ve fakat sözleşmeye uygun olan, bu yüzden iskâna bağlanamayan binanın paylaşıldığını kabul etmesine rağmen, binayı teslim almadığı yönündeki savunmasının mahkeme tarafından isabetli görülmesi kötü niyetli olarak yorumlandı.

Mahkemenin bir kez bile okumadığı sözleşmenin bizzat kendisi, davacı tarafın haklarını tam olarak aldığının ispatı.

DAVACIYA HAKKI TAM OLARAK VERİLDİ

Sözleşmenin 3. maddesinde “Müteahhit dükkan ve iş yerlerini 10 ay müddetle teslim edilmezse mal sahiplerine her geçen ay için 20 milyon TL ödemeyi kabul eder” ifadesi yer alıyor. Bu madde gereğince iddia edildiği gibi haklar teslim edilmemiş olsa Albayrak Turizm’in davacı tarafa 1989 yılından beri milyonlarca lira tazminat ödemesi gerekiyor. Böyle bir gecikme yaşanmadığı için ödenen tek kuruş tazminat olmadığı gibi, 26 yıldır kullandığı halde binayı teslim almadığını iddia eden ortaklar tarafından yargıya taşınan bir tazminat talebi yok.

  • Bina eksiksiz teslim edildi ipotek kaldırıldı
  • Heyetin hukuk katliamını ortaya koyan diğer bir sözleşme maddesi ise 10. madde oldu. Sözleşmede tapunun müteahhit firmaya devredilen kısmında teminat ipoteği bırakılacağı ve bu ipoteğin inşaat ilerledikçe peyderpey kaldırılacağı açıkça ifade ediliyor. İnşaat bittiğinde ise yüzde 10 hisse üzerinde ipotek kalacağı, bu ipoteğin de ‘iskan alınıp kat mülkiyeti yapıldıktan sonra kaldırılacağı’ dile getiriliyor. Bu maddelerde süreç aynen sözleşmelerdeki gibi ilerledi. Bina 4 kat inşa edilip 1992 yılında tamamlanınca ve haklar teslim edilince teminat ipoteği kaldırıldı.
  • 1994’TE BİNA İMAR DIŞI BIRAKILDI
  • 1994 yılında yapılan imar planında bahse konu bölge yeşil alan içinde kaldı. Üzerindeki yapı korunmakla birlikte iskan almak yasal olarak imkansız hale gelince taraflar arasındaki anlaşmayla ipotek kaldırıldı. Bu da davacının haklarını tam olarak aldığının ispatı oldu.
  • Taksim krokisi kararı çökertti
  • Yargı sürecinde davacı tarafın sözleşme eki olarak mahkemeye sunduğu taksim krokisi bile tek başına İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin kararını çökertmeye yetiyor. Kroki ruhsata bağlamadan binaya ilaveler yapılacağını ve 4 kat inşa edileceğini ortaya koyuyor. Yani davacı olan tapu sahibi bu krokiye imza atarak binaya iskansız ilaveler yapılmasını peşin peşin kabul etmiş oluyor. Hal böyle iken mahkemenin tüm bu maddeleri görmezden gelerek, tek bir maddeye dayanarak karar tesis etmesi art niyetli olarak yorumlanıyor.




#​İstanbul
#Zafer Sayılır
#Selahattin Coşkun
#Ali Köşüm
5 yıl önce