İnşaatlarda çalışarak güçlükle okutup, büyüttüğü ve Şanlıurfa'da bir köy okulunda öğretmen olarak gönderdiği oğlunun Gümüşhane'ye gelirken Tunceli'de başına gelenlerin kendisi gibi herkesi de derinden yaraladığını belirten baba Hamit Yılmaz, bir daha hiç kimsenin yüreğinin yanmaması için bu olayların son bulmasını istedi.
Geçtiğimiz pazartesi günü düzenlenen törenin ardından babaocağı Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyündeki aile kabristanına defnedilen Necmettin öğretmenin mezarından ziyaretçi eksik olmuyor.
- "Kanı yerde kalmadı"
- Oğlunun mezarını sık sık ziyaret ederek dualar eden acılı baba Hamit Yılmaz, oğlunu şehit eden teröristlerin öldürülmesiyle birlikte kanlarının yerde kalmadığını belirterek, "Rabbime hamd ediyorum. Devletimize, milletimize güveniyorum. Devletim olayın bilincinde. Olay olduğu ilk günden beri takipte. Vatanımız, milletimiz var olsun. Bir kurban verdik. İnşallah bu acılar diner. Kimsenin yüreği yanmaz. Hiçbir anne babanın yüreği yanmaz. Vatanımıza birlik, beraberlik, herkese huzur ve saadet diliyorum" diye konuştu.
Necmettin öğretmenin görev yaptığı ilkokuldaki gönderilen şahsi eşyalarının henüz ellerine ulaşmadığını ifade etti.
Aydın, Vali Okay Memiş'in Necmettin öğretmenin, öğrencilerini Gümüşhane'ye, öğretmenlerinin doğduğu topraklara getirme fikrini değerlendirdi. Aydın, "Valimizin fikirlerini saygıyla karşılıyorum. Süreçte başından beri bizimle bizzat ilgilendi. Çocuklar bizim çocuklarımız. Onlar bizim çocuğumuz olduğundan ben çocuğumu oraya yolladım. Onlar da bizim çocuğumuz, bizim çocuğumuz da onların çocuğu. Biz aynı vatanda aynı nefesi alan milletiz" ifadesini kullandı.
Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’la 8 yıl aynı sınıfta aynı sıraları paylaşan arkadaşı Murat Öktem ise Necmettin öğretmenin her zaman iyiliğini, arkadaşlığını, dostluğunu en iyi seviyede gördüklerini söyledi. Arkadaşı Öktem, Necmettin öğretmeni şu sözlerle anlattı:
"Necmettin’le 8. sınıfa kadar beraber okuduk. 4.sınıfa kadar köyümüzde okuduk ondan sonra yatılı bölge okuluna gittik. Gümüşhane’de lisede ayrı okullardaydık. Küçüklüğüm onunla geçti. Necmettin’in arkadaşlığı, dostluğu çok iyiydi. Yanında geçirdiğim zamanın nasıl geçtiğini anlamazdım. Hiçbir zaman kötülüğünü görmedim. Her zaman iyiliğini, arkadaşlığını, dostluğunu en iyi seviyede gördük. Müziğe o zamandan ilgisi vardı. Yanına geldiğimizde köydeki gitarını çalardı. Evin altındaki kahvehanede. Öğretmen olduğu zaman sevinmiştik. Böyle kötü bir haber almak istemezdik. Büyük bir dostumu ve arkadaşımı kaybettim."