|

Kalbin ferahlama mekanı

Tüm eğilmeler, nefse başkaldırı, Hakk'a dirilmedir. Fakat teravihin seyrinde başka bir hâl, başka bir uyanış vardır. Allah'ın merhameti, Peygamber'in "ümmetime farz olur da, ağır gelirse diye korkuyorum." şefkati vardır.

Yeni Şafak
10:56 - 8/07/2014 Salı
Güncelleme: 08:44 - 8/07/2014 Salı
Yeni Şafak
Kalbin ferahlama mekanı
Kalbin ferahlama mekanı

Teravihler temiz çocukluk günlerinden selamlamalarla gelir her seferinde.


Uzayıp giden secdelerde bu kokuyu yeniden duymanın sevincini; her rekat, günahsız günlerimizin beyazlığını hatırlatır bize.


Elbet tüm secdeler güzeldir. 


Tüm eğilmeler, nefse başkaldırı, Hakk'a dirilmedir.


Fakat teravihin seyrinde başka bir hâl, başka bir uyanış vardır. Allah'ın merhameti, Peygamber'in "ümmetime farz olur da, ağır gelirse diye korkuyorum." şefkati vardır.



Bir sancaktar gibi, Ramazan'da ilkin o çıkar yola.


Sahurdan evvel bayrağını diker rahmet semalarına. İlk yoklamamızdır af kapısını. İlk dilenişdir mağfireti, ilk diriliştir oruca.



Efendimiz (s.a.v) de bu mübarek namazın bir kurtuluş vesilesi olduğunu şu hadisle müjdelemiştir; 


"Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur" 


Hz. Peygamber (s.a.v)'in farz kılınabilir ve ümmetim yerine getirmekte zorlanabilir' endişesi ile tamamını cemaatle kılmadığı, bazı günler yalnız kıldığı rivayet edilmiştir.  


Hz. Aişe (r.a) annemizin hadisinden ve Sahabe-i Kirâm'ın rivayetlerinden, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in teravihi başlangıçta sekiz rekat olarak kıldığını öğreniyoruz.


Hz. Ebu Bekr (r.a)'in hilafetinde ve Hz. Ömer (r.a)'ın halifeliğinin başlangıcında, teravih namazı cemaat halinde kılınmıyordu. Bir Ramazan gecesinde herkesi dağınık halde mescidde namaz kılarken gören Hz. Ömer, bir imam önderliğinde kılınmasının daha uygun olacağına içtihat etmiştir. Übeyy b. Ka'b Hz.'ni imam olarak tayin etmiş ve ilk namazı yirmi rekat olarak kıldırmıştır.


Hz. Ömer Efendimiz'in bu uygulaması yerleşik bir hâl almış, teravih namazı günümüze dek bu şekilde kılınmış, kılınmaktadır.




HATİMLE TERAVİH


Hatimle teravih namazını kılmak sünnettir. Hz. Peygamber (s.a.v)'den bu yana süregelen bu gelenek halen devam etmektedir. Her rekâtta okunan ayet sayısına bağlı olarak, Ramazan boyunca bir ve birden çok hatimle teravih kılınır.


Hz. Ömer zamanında, bazen 30, bazen 25, bazen 20 rekâtla kıldırılması istediği rivayet edilir. İmam-ı Âzam Hz.'nin bir gündüz, bir gece teravihte olmak üzere, Ramazan'da 60hatim yaptığı rivayet edilmektedir.




ENDÜLÜS USÛLÜ TERAVİH

 


Endülüs Emevîleri'nin İspanya'da uyguladıkları gelenektir. Yatsı vakti girmesiyle birlikte, teravih namazı iki rekâtta bir selamlamak suretiyle, her namaz farklı camiilerde kılınırdı. Uzak olarak tercih edilecek camiinin daha ecirli olacağına inanırlardı. Sahur vaktine kadar sürerdi namazları.


 



ENDERUN TERAVİHİ


Köklü bir Osmanlı geleneğidir. Itrî tarafından başlatıldığı rivayet edilmektedir. İstanbul'un büyük camilerinde başlatılan uygulama zamanla Anadolu'ya da yayılmıştır. Teravih namazı, musîkinin çeşitli makamlarıyla kıldırılır. Nevâ, Hüseyni, bestenigâr, eviç, acemaşiran, hüzzam, segâh ve saba makamlarında kılınır. İmam teravihin son rekâtında mahur makamda  bestelenmiş olan salât-u selam ve salât-ı ümmiyye okuyarak namazı bitirir. Pek çok ulemaya göre bid'at kabul edilir.




TERAVİH KAR ŞERBETİ


Padişah IV. Mehmed'in annesi Hatice Sultan'ın, hemen Yenikapı Camii yanında kurduğu vakıfdan, teravih sonrası dağıtılan bal şerbetidir. Hatice Sultan'ın bu hususlar ilgili şöyle söylediği rivayet edilir;


"Bu vakfiye şartlarını her kim değiştirirse günahı onların üzerine olsun. Allah, duyuran ve bilendir" diye başlayan bu vakfiyesine: "Ramazanlarda, teravih namazından sonra, caminin üç kapısından Atina balından yapılmış şerbet dağıtılsın. Eğer Ramazan yaza rastlarsa şerbete kar konsun. Her sene şerbet için 3000 okkalık Atina balı alınsın ve her kapı için , her gece 33 okkalık baldan şerbet yapılarak ikişer şerbetçi tarafından cemaata dağıtılsın."




MUM ALAYI


Hz. Peygamber'in mübarek türbelerini aydınlatmak için kullanılan iki altın şamdanlı bal mumuna sekiz adet daha mum ilave edilerek, ramazan aylarında her zamankinden daha aydınlatılması sağlanılırdı. Teravihden sonra mumu Hazine'ye iade edilmesi için, ileri gelenlerde sekiz kişi davet edilirdi. Mumların hazineye teslimi törenle yapılırdı. Hayli büyük ve ağır olan bu şamdanları taşımak oldukça güç olsa da, bu hizmete nail olmak şeref kabul edilirdi.

#ramazan
#iftar
#teravih
#enderun teravihi
#mum alayı
#kar şerbeti
#feyza bayındır
10 yıl önce