|

İbrahim Karagül Sosyal Yorum'da: 24 Haziran bir kader oylaması

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Sosyal Yorum'da bu hafta Trabzon Kitap Fuarı'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 24 Haziran seçimlerinin önemine vurgu yapan Karagül, "Bu seçimlerde alınacak karar sadece iç politik tercih olmayacak. Türkiye'nin geçmişi ve geleceği ile ilgili bir karar olacak. Sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı seçmekle alakalı değil, Türkiye'nin Anadolu'daki 1000 yıllık tarihi serüveni nasıl şekilleneceği belirlenmiş olacak. Bu açıdan ben seçimi kader oylaması olarak değerlendiriyorum" ifadelerini kullandı.

Yeni Şafak
18:56 - 29/04/2018 Pazar
Güncelleme: 21:13 - 29/04/2018 Pazar
Yeni Şafak
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül soruları yanıtladı.
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül soruları yanıtladı.

Yeni Şafak ve TVNET Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Yeni Şafak Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik'in sunumuyla, Sosyal Yorum'da soruları yanıtladı.


Ersin Çelik:
2018'in çok yoğun geçeceğini söylüyorduk. Şimdi erken seçim ile karşı karşıyayız. Çok da bir zaman yok. 50 gün sonra sandık başına gideceğiz. Bir kader oylamasına gideceğiz. Ne düşünüyorsunuz?
İbrahim Karagül:
Her seçim çok önemli tabi. Her seçimi siyasi tarihimiz açından kritik olarak değerlendiririz. Siyasi jargon bunu bize telkin ediyor. Ama bu seferki farklı çünkü sadece alınacak karar iç politik tercih olmayacak. Türkiye'nin geçmişi ve geleceği ile ilgili bir karar olacak. Sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı seçmekle alakalı değil, Türkiye'nin Anadolu'daki 1000 yıllık tarihi serüveni nasıl şekilleneceği belirlenmiş olacak. Bu açıdan ben seçimi kader oylaması olarak değerlendiriyorum.

Türkiye'de son 5 yılda neler yaşandığını gördük. 17-25 Aralık Türkiye'nin siyasal yapısını ve tasfiyesi amaçlandı. 17-25 Aralık'ta gözaltına alınacaklar bile İsrail istihbaratı tarafından hazırlandırılmış ve ellerine tutuşturulmuştu. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihindeki en ağır saldırıdır bu. 1980'deki sağ sol kavgası dahi Türkiye böyle bir saldırı görmedi. Kıbrıs'ta bile ambargoya maruz kaldık ama böyle bir saldırıya maruz kalmadık. Bu darbe girişimini Türkiye'nin bizatihi müttefikleri yapıyordu.

Türkiye garnizon bir ülke değil. Türkiye bu coğrafyada Selçuklulardan bu yana tarih yapıcı bir ülke. Böyle bir siyasi tarihi ve yapısı var.

Bizim Cumhuriyetimizin siyasi bakışı tamamen, bu kaleyi, bu vatanı, son kaleyi korumak üzerinedir. Hep refleksif ve iyi niyetle ilişkilerle götürmeye çalıştık. Hiç meydan okumadık çünkü gücümüz yoktu. Biz bu yüzden Atlantik eksenine girdik. Orada bir koruma aradık. Dünyanın büyük gücü ABD ile bir koruma aradık. Bu son derece başarılı bir politikaydı ama bizim siyasi genetiğimiz koruma üzerine bir genetik değil, tarih yapıcı ve coğrafya inşa edici bir genetiktir. Biz hep büyük oyuncu olmuşuz ve işi çeviren bir güç olmuşuz. İşte bu siyasi genetik yeniden harekete geçti. Çünkü dünya değişiyor. Soğuk Savaş sona erdi. Batı'nın küresel hükümranlığı sona eriyor. Asya'da yeni güçler çıkıyor. İşte tarih sana burada yeni bir kapı açıyor.

Avrupa demokrasi ve özgürlük söylemini terk etti

İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'nın dünyaya en fazla ihracı nedir? Demokrasi ve özgürlük. Son bir senedir bir Avrupa ülkesinde demokrasi ve özgürlük adına bir söylem duydunuz mu? Herkes otoriterleşiyor. Herkesin devletin merkez iktidar alanını güçlendiriyor. Savunmaya geçiyorlar.

"Devlet aklımız tehlikeyi gördü"

Avrupa toplumsal bir güç devşirmesi lazım. Rusya Putin ile güç devşiriyor. Çin Devlet Başkanı kendini anayasaya soktu. Devletler belli semboller üzerinden güç devşirmeye başladı. Bizim devlet aklımız da böyle bir tehlikeyi gördü. Azerbaycan bile seçimleri 6 ay erkene aldı. Neden? Rusya'da seçim yapıldı, bölge dalgalı ve bir takım sıkıntılar çıkar diye endişe etti. Herkes seçimleri erkene alıyor ve hazırlığını yapıyor.


#Sosyal Yorum
#İbrahim Karagül
#Ersin Çelik
#Trabzon
6 yıl önce