Yeni Şafak ve TVNET Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Yeni Şafak Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik'in sunumuyla, Sosyal Yorum'da soruları yanıtladı.
- Albayrak Medya Grubu bünyesinde kurulan Ketebe Yayınevi geçtiğimiz hafta CNR Kitap Fuarı’yla okuyucuya merhaba demişti.
İbrahim Karagül'ün açıklamalarından öne çıkanlar:
"Türkiye'de mücadele veriliyor. Bu mücadeleye entelektüel anlamda da destek sağlanması lazım. Bunu besleyecek şartları oluşturmamız lazım. Yayınevleri bunun için önemli bir zemindir. Albayrak Medya Grubu, aslında bir yayın havzasıdır. Son yıllardan en hızlı büyüyen yayın organıdır. Biz, söylem ve duruş üretiriz. Biz, Türkiye'nin mücadelesinin en önünde yer alırız. Bundan övünç duyuyoruz. Bu bizim kişisel mücadelemiz değil. Bu bizim için vatan mücadelesidir. Bizim yayınladığımız bir kitap da, bir haber de hep Türkiye'nin bu gününe ne katabiliriz, öndüşüncesiyle hareket ediyoruz.
Biz, Türkiye Cumhuriyeti olarak yükselen bir devletiz. Biz, bir daha asla 20.yy vesayetine dönmeyeceğiz diye dünyaya deklare ediyoruz.
Biz, Birinci Dünya Savaşı defterini kapatıyoruz artık. Yeni bir yürüyüş başlatıyoruz. Ne kadar masalarda harita taslakları dolaşırsa dolaşsın, biz olmadan bu coğrafyada yeni bir harita biçimlendirilemez. Eğer biçimlendirilecekse, bizimle birlikte biçimlendirilecek. Anadolu insanıyla, Mezopotamya insanıyla biçimlendirilecek."
İbrahim Karagül: O gece bir telefon aldım Bağdat'tan. Dediler ki, Saddam yarın idam edilecek. İdam edileceğini biliyorum ama inanamıyorum, bir bayram sabahı idam etmezler diyorum, bu kadarını yapmazlar. Irak'taki Şii-Sünni savaşını da o gün ateşlendirdiler. Sonra ne oldu? Şii-Sünni camilerini bombaladılar. Ürettikleri terör örgütleriyle bunu yaptılar. Batı'nın tüm güvenlik stratejileri, Müslüman dünyayı, İslam'ın o evrensel güçlü ve siyasal dilini, Osmanlı'yı yıkarak nasıl tarih dışına ittilerse bir kez daha itmeye çalışıyorlar. Bunu da nasıl yapıyorlar? İslam'ın kutsallarıyla savaşıyorlar. Dini işkence, ayinlerle. Evanjelistler bunu bir ibadet olarak yapıyor.
Bize ait değerleri aşağılıyorlar. Niye Kuran-ı Kerim'i yerlere atıp, parçalayıp fotoğraflar yayınlıyorlar? Türkiye'nin bugünkü durduğu nokta sağlam bir nokta. Herkesin bu mücadelenin yanında durması ve omuz vermesi lazım. Ben bu kitapta son 30 yılı anlattım. En önemlisi, biz ne yapmalıyız, onu anlatmaya çalıştım.
Türkiye'yi kaybeden, coğrafyayı kaybeder. Bakın, ABD, Irak'ta başaramayacak, Suriye'de başaramayacak.
Arap dünyasında korkunç bir Türkiye düşmanlığı inşa ediliyor şu anda. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi görünüyor bunu inşa eden. Ancak, bunlar ihaleyi alan ülkelerdir. Asıl patronlar İngiltere, ABD ve İsrail'dir.
Bu coğrafya, her türlü olağanüstülüklere gebe bir coğrafyadır.
Afrin Harekatı
İstese Türkiye, Afrin'i 2 günde alırdı. Rakka gibi. Ama Rakka haritadan silindi. Biz, insana saygı duyuyoruz, medeniyete saygı duyuyoruz. Ama ne yapıyor? Sadece terör unsurlarını hedef alıyor. Nokta nokta, adım adım. Acelemiz yok, zaman önemli değil. Suriye'nin kuzeyinde büyük bir cephe açılacaktı. O cephenin Akdeniz kapısı kapatıldı şimdi. DEAŞ üzerinden projelendirildi, PKK üzerinden projelendirildi.
"Fırat'ın doğusuna gitmezsek bu savaş Sivas'a kadar gelir"
Mersin'e kadar, Türkiye sınırından bir koridor açacaklardı. Bu harekat ile o kapıyı kapattık. Bu bölgede, herhangi bir devlet dışında bir dış güç buraya yerleşememeli. Burası Suriye toprağıdır. Ama Suriye bütünlüğünü sağlayana kadar biz bu sınırımızı korumak zorundayız. Eğer biz Fırat'ın doğusuna doğru gitmezsek, o savaş Sivas'a kadar gelecek, bunu biliyoruz. Afrin operasyonu, bir kaç güne kadar biter zaten, bunun devamını da tartışacağız.
1917 Çanakkale Savaşı'nda Gazzeli bir askerin not defterinden çıkan yazı şöyle:
Bu yüzden, karşımızdaki küresel kamp aynı, mücadelemiz de aynı.
İbrahim Karagül, Facebook, Twitter ve Instagram'dan yapılan canlı yayında izleyicilerden gelen soruları yanıtladı.