Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cuma namazını Yıldız Hamidiye Camii'nde kıldıktan sonra cami çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmeyeceğine yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"Türkiye'nin tansiyon düşürme noktasında herhangi bir sorumluluğu yoktur. Eğer bu konuda sorumluluk aranıyorsa bunun baş sorumlusu Almanya'nın ta kendisidir. Almanya şu ana kadar kendi iç siyasi çekişmelerini sürekli olarak Türkiye ile ve diğer bazı Avrupa ülkelerini de yanına almak suretiyle bu sürece taşımıştır. Almanya, AB müktesebatına uymayan bir ülke konumuna düşmüştür.
Almanya şu anda 25-30 gün sonra yapılacak olan seçim için adeta SPD ve Hristiyan Demokratlar olarak 'Türkiye'yi ne kadar hırpalarsak o kadar içeride fazla oy alırız' havasına düşmüşlerdir. Ben de Almanya'daki bütün soydaşlarıma diyorum ki, sakın bir yanlışa düşüp de bunları desteklemeyin. Ne Hristiyan Demokratları ne SPD'yi ne Yeşilleri... Bunların hepsi Türkiye düşmanıdır. Orada şu anda Türkiye'ye karşı düşmanlık yapmayan siyasi partilere gerekli desteği verin.
Birinci parti, ikinci parti olmaları önemli değil, onlara verin. Çünkü bu bir yerde artık Almanya'da yaşayan tüm vatandaşlarımın bir onur mücadelesidir. O soylu mücadeleyi demokratik haklarını kullanmak suretiyle vermelerini tavsiye ediyorum. Almanya'dan da Avrupa Birliği müktesebatı sürecine yönelik onların aklına da ihtiyacımız yoktur. Bir defa buradaki siyasi partilerin bu mücadeleyi demokratik bir tavır içerisinde yürütmeleri lazım. Bunu yapamamışlardır.
Kendileriyle bunları konuştuk, kendilerine bunları çok açık, net söylememize rağmen hala yine aynı kafadalar, aynı anlayıştalar. Değişen bir şey olmadığına göre orada asıl bu işi değiştirecek olan bir defa 1 milyona yakın oy kullanacak olan Türk seçmen var. Türkiye'ye bu denli saldıran, bu denli saygısızlık yapan bu siyasi partilere karşı sandıkta oylarını kullanırken gerekli dersi vermeleri gerekir diye düşünüyorum. Bu bakımdan da hiçbir zaman AB üyesi ülkelerle bir kavganın içerisinde olmadık ve asla da böyle bir şeyi düşünmüyoruz, ama bizim haysiyetimizle, onurumuzla da hiçbir ülkeyi oynatmayız."
Erdoğan, Adil Öksüz'ün Almanya'da olduğu iddiaları üzerine bu ülkeye nota verilmesi sonrasındaki gelişmelere ilişkin soru üzerine, "Biz şu anda üzerimize düşen diplomatik görevi yapıyoruz. Biz notamızı verdik ve Almanya'dan bu konuda gerekli adımı atmasını istiyoruz. Almanya, kendi vatandaşlarını bizden isterken nasıl bir farklı tutum içine giriyorsa, biz de şu anda orada bulunan bu teröristleri kendilerinden istiyoruz. Onlar üstelik suçluyu istiyor, biz teröristi istiyoruz. Daha önce de söyledim, 4 bin 500 terörist dosyasını Sayın Merkel'in kendisine verdim. Bunlardan bize herhangi olumlu bir dönüş olmadı. Hala bekliyoruz. Şu anda onların burada 3-5 tane diyelim ki tutuklusu var, onları sürekli bizden istiyorlar. Onları bizden isterken, kusura bakmasınlar, onların yargısı varsa, bizim de yargımız var. Yargımız, bu konuda kararı verir, kararı verdikten sonra da gereği neyse onu yaparız" dedi.
Barcelona'daki terör saldırısıyla ilgili olarak İspanya Kralı 6. Felipe'ye taziye mesajı gönderen Erdoğan, DEAŞ ile ilgili Türkiye'nin tavrının herkes tarafından bilindiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "DEAŞ'ı şiddetle kınamanın ötesinde lanetliyoruz ve onlara karşı çok ciddi bir mücadele veriyoruz, içeride ve dışarıda. Biz sadece Fırat Kalkanı’nda 3 bini aşkın DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik, ülkemizde aynı şekilde... Batı maalesef DEAŞ'a karşı Türkiye'nin attığı adımları aynı kararlılıkla atmıyor. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte onlar da daha kararlı adımlar atar ve bir dayanışma içerisinde bu mücadeleyi birlikte sürdürürüz" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "FETÖ'nün suikast timi yakalandı Balıkesir'de. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusuna karşılık da Erdoğan, "Gerek emniyet teşkilatımız gerekse yargı yakın takip içerisinde, bütün değerlendirmeler yapılıyor. Bunlar dökülecek. Bunlar bizi sürekli tehdit ediyorlar, beni, arkadaşlarımı sürekli tehdit ediyorlar. Bizim bunlardan korkumuz, vesaire falan böyle bir şey söz konusu değil. Biz bu yola farklı çıktık, dolayısıyla bu işin içerisinden de muzaffer olarak çıkacağız. Hepsinin nasıl süklüm püklüm mahkemelere çıktığını görüyorsunuz. Yargı da bunlarla ilgili kararları en adil şekilde inşallah verecek. Bu neticeyle de bugüne kadar mağdur, mazlum konumdaki bütün vatandaşlarımız haklarına ulaşmış olacak" dedi.
- Almanlar çirkinleşti
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı Almanların kimyasını bozdu. Terör örgütü hamiliği yapan, her fırsatta Türkiye’nin içişlerine karışan Berlin’den ard arda çirkin açıklamalar geldi. Bir mitingte konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Hiçbir müdahaleye müsamaha göstermeyeceğiz” dedi. Sosyal Birlik Parti (CSU) Genel Sekreteri Andreas Scheuer ise “Erdoğan’ın Alman iç politikasına karıştığını” iddia etti. Tüm seçim stratejini Türkiye karşıtlığı üzerine kuran Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan adayı Martin Schulz ise “Erdoğan ölçüyü iyice kaçırdı” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de “Ülkemizin egemenliğine daha önce eşi benzeri görülmemiş bir müdahale” yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı önümüzdeki günlerde yoğun diplomasi trafiği bekliyor. Erdoğan, pazartesi günü Ürdün’e Eylül ayında ise Kazakistan, Azerbaycan ve ABD’ye ziyarette bulunacak.Erdoğan, Ürdün Kralı II. Abdullah’ın davetine icabetle 21 Ağustos’ta bu ülkeye resmi ziyaret gerçekleştirecek. İkili ilişkilerin yanı sıra Filistin başta olmak üzere bölgesel gelişmelerin de değerlendirileceği ziyarette, Suriye ve Irak’a komşu iki ülke olarak Türkiye ve Ürdün’ün, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması yönündeki çabaları bağlamında iş birliği ve eşgüdümün artırılması istişare edilecek. Erdoğan, 8-11 Eylül tarihlerinde Kazakistan ve Azerbaycan’a, 19-25 Eylül'de BM Genel Kurulu için ABD’ye gidecek.
