|

"Amerika o görüşmede yan çizdi"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik...

Yeni Şafak
08:55 - 24/01/2018 Çarşamba
Güncelleme: 09:52 - 24/01/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
Taha Kılınç, Kemal Öztürk, Özlem Albayrak, İbrahim Tenekeci, Mehmet Acet
Taha Kılınç, Kemal Öztürk, Özlem Albayrak, İbrahim Tenekeci, Mehmet Acet

Mehmet Acet, Özlem Albayrak, Taha Kılınç, Kemal Öztürk ve İbrahim Tenekeci'nin yazılarının dikkati çeken bölümleri:

"ABD, o görüşmede yan çizdi"

17 Mayıs 2013 tarihini sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim.Yağmurlu bir günde Beyaz Saray’da Amerikan ve Türk heyeti arasında yapılan görüşme, Suriye’deki sözde ABD/Türkiye işbirliği bağlamında bir milat olmuştu.

O randevuya Türk heyeti adına katılan bir isim, ilerleyen tarihlerde yaptığımız bir sohbette bana masada konuşulanlar hakkında iki başlık vermişti:Amerika o görüşmede bize, “Bizden Suriye’ye müdahale konusunda artık bir şey beklemeyin” dedi. O güne kadar Esad’ın gidişi konusunda tavizsiz bir tutum sergileyen ABD yönetimi, o gün bu işten vazgeçtiğini, yan çizdiğini bize göstermiş oldu. O gün masaya getirdikleri sorulardan biri “Esad giderse yerine kim gelecek?” sorusu/kaygısı idi.


"En hafif tabirle ikiyüzlülük..."

Dünyanın bütün ülkelerinin cirit attığı bir coğrafyada, sadece Türkiye’nin adımlarına odaklanmak, iyi niyet göstergesi değildir. “Savaşa hayır” çığlıkları atanların, yalnızca PKK çizgisi hedef alındığında bunu seslendirmesi, dikkat çekici. PKK ve türevlerinin imza attığı katliamlarda sessizleşenlerin, terörün yok edilmesi çabalarını eleştirmesi, en hafif tabirle ikiyüzlülüktür.

"Ölüm ve umut aynı yolda yürür bu yolda"

Su alan, tahtadan yapılmış sandallara bindik. Myanmar sınırındaki son yerleşim yerine, Shahpurir dip’e gidiyoruz. Rüya alemindeki yolculuk bu kez nehirde devam ediyor. Balçık topraklar, akıntılar, deltalar, garip toprak yığınları ve sisli bir ufuk…Bir deniz kadar büyük görünen ve nice göçmen bedeni yiyerek daha da korkunç hale gelen Naf Nehri’nin kenarına geldik sonunda. Yük boşaltacak gemiler için nehrin içine doğru bir iskele yapılmış. Myanmar’dan bir gece vakti çetecilerden kaçmayı başarmış, Nuh nebiden kalma gemilere, botlara, sandallara doluşmuş göçmen bedenler işte bu iskeleye boşaltıldı haftalarca.


"Dün, bugün, yarın"

1918. Milletimizin ve kalan memleketimizin en zor zamanında, yani Birinci Cihan Harbi’nin sonlarına doğru, Kafkas İslâm Ordusu kuruldu.Azerilerin çoğunlukta olduğu İslâm unsurlarını Rus destekli Ermeni çetelerinin mezaliminden kurtarmak ve şark hudutlarımızı güvence altına almak için ileri harekât yapıldı. Bakü’ye kadar gidildi. O vakit müttefikimiz Almanya idi. Garip bir şekilde, bu harekâta önce onlar karşı çıktı.

2018. Arap, Türkmen ve Kürt kardeşlerimizi Amerikan destekli terör örgütünün zulmünden kurtarmak ve güney sınırlarımızı güvence altına almak için Afrin’e operasyon yapılıyor. Membiç’e kadar gidilecek. Şimdi de sözde müttefikimiz Amerika bu operasyona karşı çıkıyor.


"Yalnızlık Bakanlığı"

Ürkütücü, kalp kırıcı, gerçek olmasını istemeyeceğiniz bir haber. Ama işte şaka da değil, buz gibi bir gerçek: İngiltere’de Yalnızlar Bakanlığı kuruluyor. Haberi okurken, George Orwell’ın 1984 adlı distopyasındaki Gerçek Bakanlığı, Sevgi Bakanlığı gibi, isimleriyle karşıt görev alanları olan bakanlıklara gitti aklım. 1984 romanında anlatılan bir gözetleme hikayesiydi ve ne Gerçek Bakanlığı gerçekle ilgiliydi, ne de Sevgi Bakanlığı sevgiyle. Yalnızlar Bakanlığı’nın ürkütücülüğü ise tamamen gerçek olmasında; korkunç bir gelecek kurgusunu değil, dünyanın tam da bugününü anlatmasında. Yalnızlara bakanlık kurma fikri, bir distopyadan fırlamış olsa belki onunla baş edebilecek hayal gücünü bulabilirdik. Ama şimdi? Sadece ürkütücü değil, kederli ve dokunaklı bir vaziyet de var elimizde...

#Yeni Şafak Yazarları
#Zeytin Dalı Harekatı
6 yıl önce