|

Türkiye'den ilk tepki geldi: Sürpriz olmadı

Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) merakla beklenen faiz kararı dün akşam saatlerinde açıklandı. FED faizlerde 25 baz puan artışa giderken karara yönelik Türkiye'den ilk yorum ise Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'ten geldi. Şimşek artışın sürpriz olmadığını ve piyasaların bunu büyük oranda fiyatladığını belirterek Merkez Bankası'nın bundan sonra da ne yapması gerekiyorsa yapacağının altını çizdi.

Yeni Şafak
09:44 - 14/06/2018 Perşembe
Güncelleme: 09:58 - 14/06/2018 Perşembe
AA
​Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek
​Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Fed'in faiz artırım kararını değerlendiren Şimşek, bunun sürpriz olmadığını, piyasaların kararı büyük oranda fiyatladığını söyledi.

  • Şimşek, önemli hususun geleceğe ilişkin perspektif olduğunu belirterek, bu perspektifin beklenenden bir miktar daha aşağı indiğini anlattı.

Fed'in açıklamasında uzun süredir var olan "parasal koşulların destekleyici olduğuna" dair bir ifadenin çıkarıldığına dikkati çeken Şimşek, bundan sonraki yol haritasında faiz artışı beklentilerinin nispeten daha güçlü olduğunu bildirdi.

  • Şimşek, bunun başlangıçta gelişmekte olan ülkeler için olumsuz bir değerlendirme niteliği taşıdığını ancak Türkiye'nin daha önce bu duruma hazırlandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Nihayetinde biz zaten uzun bir süredir ABD kaynaklı para politikasındaki normalleşmenin hızlanabileceğini, küresel dolar likiditesindeki bu sıkışıklığın ABD kaynaklı olarak devam edebileceğini önemli ölçüde içselleştirmiştik. Burada iki önemli husus var. Olay sadece Fed'in fiyat istikrarına yönelik bilanço küçültmesi ve para politikasında normalleşme, faiz artışı değil. Bu tabii küresel dolar likiditesini etkiliyor fakat bu aslında bakıldığında uzun zamana yayılmıştı, bilanço küçültme yönetilebilirdi. Burada esas konu ABD'de vergi reformu yapıldı. Bu reformla bütçe açığının ciddi şekilde artırılması gündemdeydi ve bu da başladı. Bütçe açığının artması da Amerikan hazinesinin daha çok borçlanması anlamına geliyor. Dolayısıyla iki yönlü bir etki söz konusu. Bir taraftan Fed faizleri artırarak bilanço küçültürken, bir taraftan da Amerikan hazinesi vergi reformu ile ortaya çıkan ciddi bütçe açığını finanse etmek için dışarıdan daha çok dolar borçlanıp dolar likiditesini kısıyor. Bu etki önemli, bunları birlikte düşündüğümüzde, bu zaten son dalgalanma."

Mayıs ayında gelişmekte olan ülkelerden para çıkışının, bu durumun sadece Türkiye'ye özgü olmadığını gösterdiğine işaret eden Şimşek, küresel risk alma iştahında, risk algısında bir değişim yaşandığını dile getirdi.

Şimşek, mayıs ayında gelişmekte olan ülkelerden gerçekleşen çıkışın Kasım 2016'dan bu yana en yüksek düzeyi bulduğunu anımsatarak, "Bu aslında bizim piyasalardaki dalgalanmayı da önemli ölçüde açıklıyor. Geçmişte para politikasının Türkiye'de yeterince net olmadığına, güçlü tepki veremediğine dair genel bir değerlendirme vardı, bu değerlendirme geride kaldı. Hakkını verelim, Merkez Bankası çok güçlü bir şekilde gereğini yaptı, yapmaya devam etti ve ne gerekiyorsa yapacak. Merkez Bankasının bu anlamda sürekli arkasındayız." diye konuştu.

#Mehmet Şimşek
#FED
#Merkez Bankası
6 yıl önce