Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM), "Emekliliğiniz İçin Buluşuyoruz, Türkiye BES'leniyor" projesi kapsamında, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası'nda (ÇTSO) panel düzenledi. ÇTSO ev sahipliğinde, EGM Yönetim Kurulu Başkanı Taylan Türkölmez ve Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Volkan katılımıyla gerçekleşti. Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) bütün yönleriyle ele alındığı panelde Otomatik Katılım için öneriler de tartışıldı.
BES BÜYÜKLÜĞÜ 85 MİLYAR LİRA
EGM Yönetim Kurulu Başkanı Taylan Türkölmez, 15’inci yılını geride bırakan BES ve iki yıldır uygulanan Otomatik Katılım sisteminde ulaşılan nokta hakkında bilgi verdi. BES’teki fon büyüklüğünün 85 milyar TL’ye katılımcı kişi sayısının ise 7 milyona ulaştığını, Otomatik Katılımın iki yıllık performansının da 5.1 milyon katılımcı olarak gerçekleştiğini aktardı. Türkölmez, sistemin iki yıllık performansını iyi bulmakla birlikte şunları kaydetti: “Sisteme yatırım yapmaya devam etmemiz geriyor ki, git gide yaşam ömrü uzayan toplumumuzda yaşam kalitesini artırabilelim.”
Türkölmez, tasarruf etmekten başka şansımızın bulunmadığını da sözlerine ekledi.
Her 2 yılda bir otomatik katılım
Türkölmez, 5-9 çalışanı bulunan 400 bin şirketi yakından ilgilendiren Otomatik Katılımın son fazı hakkında bilgi verdi. Türkölmez, “5-9 çalışanı bulunan şirketleri yakından ilgilendiren son faz 1 Ocak 2019’da başlayacak. Bu girişlerle Otomatik Katılımın iki yıla yayılan birinci aşamasının sonuna geleceğiz. Nisan 2019’da Otomatik Katılımda yeni bir boyuta geçeceğiz. Mevzuata göre, sisteme girdikten sonra çıkmış bile olsanız, iki yıl sonra sisteme tekrardan alınacaksınız. Nisan 2019’da 2017 yılı itibarıyla sistemden ayrılan 6 milyon kişi tekrar sisteme dahil edilecek” açıklamasında bulundu.
- OECD ‘de tasarruf yüzde 50
- OECD ülkelerinin emeklilik fonlarında biriken tasarrufların GSYH’lerin basit ortalamada %50’sini bulduğunu, Türkiye’de ise bu oranın %2,5 olduğunu dile getiren Türkölmez, “Otomatik Katılım tüm dünyada başarılı örnekleri olan bir uygulama. Ancak örneklerine bakıldığında sistemin işveren katkılı olduğunu görüyoruz. Bizimkisi değil. Bu çok önemli bir fark. Ve bizim dünyadaki uygulamalardan gördüğümüz, Otomatik Katılım sistemi gibi uygulamaların işveren katkısıyla kalıcılığının sağlandığını. Biz işverenlerimizin ne tür zorluklar içinde çalıştıklarını biliyoruz. Böyle bir ortamda hadi gelin işveren katkısı yapalım dediğimizde aslında bir ek yük geliyor. Ancak, işverenlere ek yük getirmeden de Otomatik Katılım sisteminde işveren katkısını başlatabilmenin yolları var” şeklinde konuştu.
