Irak Başbakanı Haydar el İbadi, Telafer'i DEAŞ'tan kurtarma operasyonunun başladığını duyurdu.
İbadi, devlet televizyonundan yaptığı açıklamada, "Telafer kenti kurtarılmaya doğru gidiyor. Telafer kentindeki DEAŞ'lıların teslim olma veya öldürülmekten başka seçenekleri yok." ifadelerini kullandı.
Telafer operasyonuna katılan güçlere de değinen İbadi, "Irak askerleri, anti terör timleri, federal polis güçleri ve Haşdi Şabi operasyonda yer alıyor" bilgisini verdi.
Irak güçleri, sabah başlatılan Telafer'i terör örgütü DEAŞ'tan kurtarma operasyonunda ilerleme kaydettiklerini açıkladı.
Operasyona batı cephesinden katılan Irak federal polis güçlerinden yapılan yazılı açıklamada, "Polis güçleri, Irak savaş uçaklarının desteğiyle Telafer'in batı yakasında 'Küçük Abra Bölgesi'ni' geri aldı." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, güvenlik güçlerinin batı cephesinden El-Asad, Zuhra ve Vahde bölgelerine doğru ilerlediği kaydedildi.
Operasyona, Irak ordusu, federal polis güçleri, İran destekli ve mehzepçi yaklaşımıyla bilinen Haşdi Şabi milisleri katılırken, Irak ve ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerine ait savaş uçakları da havadan destek veriyor.
Irak ordu yetkilileri, Telafer kent merkezinde yaklaşık 2 bin DEAŞ militanı bulunduğunu, 10 bine yakın sivilin ise bölgede mahsur kaldığını ifade ediyor.
Musul kent merkezinin 63 kilometre batısında yer alan, Türkmenlerin çoğunlukta yaşadığı Telafer, 16 Haziran 2014'ten bu yana terör örgütü DEAŞ'ın elinde bulunuyor.
- İran'ın Irak'taki etkisi: Haşdi Şabi
- İran, Suriye'de Esed rejimine verdiği desteğin bir benzerini Irak'ta İbadi hükümetine verdi. Bu dönemde Şii Haşdi Şabi milisleri üzerinden Irak'ta etkin olan İran, Musul operasyonu öncesi Irak'taki en önemli aktörlerden biri haline geldi. Bunun en önemli nedeni Bağdat üzerindeki İran etkisinin yanı sıra yaklaşık 30 bin milisi bulunan Haşdi Şabi örgütünün doğrudan İran'a bağlı hareket ediyor olmasıdır. Büyük Musul operasyonunda Irak ordusu ile birlikte hareket eden Haşdi Şabi, İran tarafından destekleniyor.
- Kasım Süleymani ismi üzerinden vücut bulan Kudüs Ordusu'nun yardımı ile bölgede etkin bir konuma yükselen Haşdi Şabi, Irak'taki dengelerin İran lehine değişmesi için büyük rol üstleniyor.İran, Bağdat'taki etkinlik alanını Musul'a ve Telafer'e doğru genişletmeye çalışırken, Haşdi Şabi bu hedefe ulaşılmasında büyük önem arz ediyor. Yemen'de Husileri destekleyerek Sünni Arap ülkeleri ile hesaplaşan İran, Musul'un geleceğinde de yer almak istiyor. Sünnilerin bütün itirazlarına rağmen Musul operasyonuna en büyük desteği veren Haşdi Şabi'nin Musul'a girmesi beklenmiyor. Ancak başta Telafer olmak üzere diğer bölgelerin kurtarılması için başlatılacak olan operasyonlarda yer alma ihtimali bulunuyor.
- Bu durumda Haşdi Şabi'nin olası bir katliam girişiminin büyük bir mezhep savaşına yol açmasından endişe ediliyor. Haşdi Şabi'nin Telafer ve ya Musul'a girmesi uzun yıllardır hem İran-ABD hem de İran ile Sünniler arasında bir vekalet savaşı şeklinde süren çatışmaların büyük bir mezhep savaşına dönüşmesi riskini taşıyor. Olası bir mezhep savaşı İslam ülkelerini büyük bir kaosa sürükleme ihtimali bulunurken, Batılı ülkelerin bu çatışmalardan etkilenmeme ihtimali de düşünülemez.
