Güney Afrika'da Marikana Katliamı kurbanları anıldı

2015 yılında, Güney Afrika Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürü Riah Phiyega'nın, "2012 yılındaki Marikana katliamı sırasında görevini kötüye kullandığı" gerekçesiyle görevden uzaklaştırılmıştı.

Güney Afrika'da 6 yıl önce ücret artışı ve sosyal haklarının iyileştirilmesi talebiyle grev yaparken polis kurşunuyla hayatını kaybeden 44 maden işçisi törenle anıldı.

İşçiler için olayın yaşandığı Marikana platin madeninde düzenlenen anma törenine, başta madencilerin mesai arkadaşları ve aileleri olmak üzere binlerce kişi katıldı.

Törenin açılış konuşmasını yapan Maden ve İnşaat İşçileri Sendikası (AMCU) Başkanı Joseph Mathunjwa, Marikana Katliamı'nın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu söyledi.

Olayın uluslararası merciler tarafından ele alınması gerektiğini ifade eden Mathunjwa, "

Polise vur emri verenler Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmalılar. Hükümetimizin bunu yapacağından hiç şüphemiz yoktur. Çünkü o gün insanlığa karşı suç işlenmiştir

." dedi.

İktidardaki Afrika Ulusal Kongresi (ANC) de yayınladığı açıklamada, katliamın Güney Afrika tarihinde bir trajedi olarak yerini aldığı belirtildi.

"O gün keşke hiç yaşanmamış olsaydı." denilen açıklamada, bir daha böyle bir olaya izin verilmeyeceği kaydedildi.

Muhalefetteki Demokratik Birlik Partisi (DA) lideri Mmusi Maimane ise hükümetin 16 Ağustos'u "

Ulusal Marikana Anma Günü

" ilan etmesi gerektiğini ifade etti.

Marikana Katliamı

Tarihe "Marikana Katliamı" olarak geçen olaylarda maden işçileriyle polis arasında yaşanan çatışmada 2'si güvenlik görevlisi 10 kişi yaşamını yitirmişti.

Bu olaydan bir hafta sonra polisin grev yapan işçilerin üzerine yaylım ateşi açması sonucu 34 madenci hayatını kaybetmiş, 78 işçi yaralanmıştı. Polis ayrıca 259 madenciyi tutuklamıştı.

Toplam 6 hafta süren grev sonunda madenciler yüzde 22 oranında maaş zammı almış,

olaya ilişkin yürütülen adli soruşturma sonucunda işçilere ateş açan polis memurları suçlu bulunmuştu.

Toplam 44 kişinin hayatını kaybettiği katliam,

1994'te apartheid rejiminin sona ermesinden sonra yaşanan en kanlı olay olarak Güney Afrika tarihine geçti.