Paylaşılamayan Güney Çin Denizi
- Twitter'ta paylaş
- Facebook'ta paylaş
- BiP'te paylaş
- Telegram'da paylaş
- Whatsapp'ta paylaş
- Pinterest'te paylaş
- Flipboard'da paylaş
- E-posta gönder
- Çin'in çizdiği ilk harita
- 9 kesik çizgili harita
- Gerilime yol açan adalar
- Yapay adalar
- ABD'nin tavrı
- Enerji zengini
Çin'in çizdiği ilk harita
Çin, 1948'de yayınlamış olduğu 'Dokuz Çizgili Harita' ile Paracel Adaları ve Spratly Adaları'nı kapsayan Güney Çin Denizi'nin büyük bir bölümünü kendi egemenlik alanı ilan etti. Filipinler, Brunei, Malezya, Tayvan ve Vietnam'la yaşanan ihtilafa rağmen Çin'in askeri faaliyetlerde bulunması gerilimin 1 numaralı nedeni.
Dokuz çizgili haritanın ilk olarak 11 çizgili şekilde hazırlandığı iddia edilir. 1947'de Kuomingtang Hükümeti tarafından Çin Cumhuriyeti'nin 'Güney Çin Denizi'ndeki Adaların Mevkileri' adı altında 1948 beyan edildi.
Körfez'deki iki çizgi silindi
Harita üzerinde yer alan Tonkin Körfezi'ndeki iki çizgi daha sonraki düzenleme kapsamında silindi. Haritadaki çizgilerin ya da tirelerin net koordinatları belirli değil.
Çin'in 'merkez ülke' formülü
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Güney Çin Denizi sorunu ile ilgili en temel iddiası bölgenin iki bin yıl önce kendi egemenlik alanı içinde olduğu yönünde. Bu düşünce de aslında Çin’in haraç sistemi olarak özetlenebilecek 'bölgesel düzen' düşüncesinin bir ürünü. Bu düşünceye göre Çin bölgedeki merkez ülkedir. Çevre ülkelerin ise kendi siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel özerkliklerini Çin'in sağladığı güvenlik şemsiyesine borçlu olduğu düşünülür. Dolayısıyla bunun karşılığında merkez ülkeye belirli oranlarda haraç (vergi) ödemeyi kabul ederler. Çin bu düzenin Güney Çin Denizi'nde geçerli olduğunu savunuyor.
9 kesik çizgili harita
9 kesikli çizgi, 1947 yılında Japon işgaline karşı dönemin Çin Cumhuriyeti'nin ele geçirdiği bölgeleri temsil ediyor. 1949'da iç savaş bittikten sonra ana karada Çin Halk Cumhuriyeti (Komünist Çin) kuruldu ve Çin Cumhuriyeti'nin yöneticileri Tayvan'a kaçtı. Bu kapsamda bölgedeki egemenlik haklarını Çin Halk Cumhuriyeti üstlendi.
Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi Asya-Pasifik Araştırmaları Uzmanı Kadir Temiz, tarihsel süreci şöyle anlatılıyor:
"Bu düzen, Doğu Asya'da kurulması çok uzun ve kanlı savaşlardan sonra gerçekleşebildi. Bölgeye dışarıdan ilk yabancı müdahale sayılan Afyon Savaşı ve İngiliz müdahalesi 1800'lü yıllarda süreci tetikledi. Yaklaşık iki yüz yıl boyunca Çin'in bölgedeki merkezi ülke konumu değişti ve zayıfladı. Çin'in yerine 19. yüzyılda İngiltere, 20. yüzyıl başında Japonya ve 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ise ABD, Doğu Asya'daki bölgesel düzeni belirleyen taraf oldu. Çin, 9 kesik çizgili harita ile aslında iki yüzyılda kaybettiği merkezi konumunu yeniden kazanmak istiyor."
Gerilime yol açan adalar
Çin, 9 kesik çizgili haritasıyla yaklaşık 3 milyon kilometrekarelik bölgenin yaklaşık yüzde 80'i üzerinde hak iddia ediyor. Hak iddia ettiği adaların bazılarına askeri tesisler inşa eden Çin, üçü yapay biri doğal olmak üzere dört adaya askeri havalimanı ya da uçak pisti inşa etmiş durumda.
- Çin, 1992 yılında bir yasa çıkararak, tüm Güney Çin Denizi'nde egemenlik iddiasında bulundu.
Çin'in Güney Çin Denizi'nde hak iddia ettiği bölgede Şişa (Paracel), Congşa, Nanşa (Spratly), Dongşa adalar grubu yer alıyor. Bu adalar grubu, birçok kayalık, sığlık ve adacığı da kapsıyor.
'Öz savunma hakkı' olarak uluslararası hukuka bilgilendirmelerde bulunan Çin'in, Nanşa Adaları grubunda Subi Resifi (Cubiciao), Fiery Cross Resifi (Yongşudao) Mischief Resifi (Meciciao) adlı yapay adaları, Şişa adalar grubunda ise Moody adası (Yongşingdao) yer alıyor.
Filipinler'in itirazı kabul edildi
Filipinler ilk kez geçtiğimiz yıllarda Çin'i Uluslararası Mahkeme'ye şikayet etti ve sonuçta mahkeme Filipinleri haklı buldu.
- Mahkeme, Çin’in yakın zamandaki geniş çaplı arazi islahını ve Sprakly Adaları’nda yedi yerdeki yapay ada inşaatlarını değerlendirmiş ve Çin’in mercan kayaları yaşam alanına ciddi zarar verdiğini ve kırılgan ekosistemi ve nesli tükenen, tehlike ve tehdit altındaki türlerin yaşam ortamlarını koruma ve kollama yükümlülüğünü ihlal ettiğini tespit etti.
Kararın ardından gerilen ilişkiler, Duterte'nin iktidara gelişinden sonra normale döndü. Son aylarda, bölge ülkeleri zaman zaman endişelerini gündeme getirmeye devam ediyorlar.
Yapay adalar
Tartışmaları sularda Çin'in art arda inşa ettiği yapay adalar, gerek bölgenin gerekse uluslararası camianın tepkisini yol açacak en büyük neden. Çin, Güney Çin Denizi’nde 2012’den beri yapay ada inşa etmekte, böylelikle coğrafi sınırlarını genişletiyor.
- Mayıs 2015’te Çin Milli Savunma Bakanlığı Sözcüsü, artık Çin’deki geleneksel anlayış olan 'kara, denizden üstündür' ilkesinin terk edileceğini ifade etti.
Çin, son üç yılda bölgedeki çoğu denizin altına batmış durumda bulunan 7 resif ve kayalığı dolgu yoluyla yapay adalara dönüştürdü. Pekin yönetiminin son yıllarda resifleri kumla doldurarak inşa ettiği yapay adaların her biri aynı anda 24 savaş jeti ve beş adet büyük bombardıman uçağını barındırabilecek durumda hazırlanmış.
ABD: Çin kum seddi yapıyor
Çin'in yapay adacıklara ilişkin faaliyetlerini tepkiyle takip eden ABD, her platformda Güney Çin Denizi'ndeki inşa çalışmalarına tepki gösteriyor. Dünyanın en uzun yapımı olan Çin Seddi'ni anımsatan çalışmalar, soru işaretlerine neden oluyor.
ABD Donanması'nın Pasifik Filosu Komutanı Amiral Harry Harris, Çin'in Güney Çin Denizi'nde denizi doldurarak bir 'kum seddi' yaptığını ve bunun hangi amaçla yapıldığı konusunda ciddi soru işaretleri bulunduğunu açıkladı.
Vietnam'ın inşa faaliyetleri
Vietnam'ın Nanşa Adaları grubunda bulunan Ladd Resifi (Rıcicao) üzerinde uçak pistleri bulunuyor. Vietnamlı yetkililer, devam eden inşaat faaliyetleri konusunda açıklama yapmadı ancak uzmanlar, Hanoi yönetiminin adada askeri tesis inşa ettiği üzerinde duruyor. Vietnam’ın Güney Çin Denizi’nde denizi doldurarak oluşturduğu suni adacıklara son birkaç yılda 23 hektarlık alan eklediğini duyurdu.
ABD'nin tavrı
Çin'in Güney Çin Denizi'ne yönelik hak iddialarına bölgedeki aktörlerin dışında en çok tepki gösteren taraf ABD. Çin'in gerek askeri gereksi inşa faaliyetlerini takip eden ABD, son dönemde bölgeye yönelik tepkisini daha sert bir şekilde göstermeye başladı.
ABD donanmasının Japonya'daki 7. filosuna bağlı savaş gemileri, Güney Çin Denizi'nde tatbikat ve devriye görevleri yapıyor.
San Diego’daki 3. filoya bağlı savaş gemileri, geçen yıl belirli aralıklarla Güney Çin Denizi’nde seyrüsefer serbestisi adı altında devriye görevleri yaptı. Son olarak 25 Aralık'ta "USS Decatur" adlı güdümlü füze destroyerinin Güney Çin Denizi’nde devriye yapması, Çin’in tepkisine yol açtı.
"Asıl sorun Çin ve ABD arasında"
Asya-Pasifik Araştırmaları Uzmanı Kadir Temiz, Güney Çin Denizi'nin yakın gelecekte sorunlu bir bölge olarak kalmaya devam edeceğini belirtiyor. Asıl sorunun görünenin aksine Çin-ABD arasında yaşandığını ifade eden Temiz, "ABD uzun yıllardan beri bölge ülkelerinin güvenliklerini sağlamış ve yakın ittifak ilişkilerine girmiştir. Çin ve ABD, Güney Çin Denizi sorunu ile ilgili birbirini suçlamaya devam ediyor. ABD mevcut düzenin devamından yanayken Çin ise tarihsel deniz sınırı haklarını gündeme getirerek bölgede hak iddia ediyor" dedi.
Enerji zengini
1960'lı yıllarda Güney Çin Denizi'nde petrol ve gaz yatakları bulunabileceğine dair raporların ortaya çıkmasıyla sorunun içeriği değişmeye başladı. Güney Çin Denizi'ne ilişkin son yıllarda yapılan enerji arama faaliyetleri ise süreci bambaşka bir noktaya taşıdı.
2009'dan sonra Güney Çin Denizi'nde bulunan enerji miktarının tam olarak bilinmemesine rağmen Çin kaynakları 213 trilyon varil petrolün varlığından bahsediyor. ABD Enerji Bilgi İdaresi’nin yaptırdığı araştırma sonuçlarına göre Güney Çin Denizi 11 milyar varil petrol ve 5 trilyon metreküp üzerinde doğalgaz rezervi barındırıyor.
Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, bu geniş rezervlere ilaveten Güney Çin Denizi dünya petrol ve sıvılaştırılmış doğalgaz ticaretinin yaklaşık üçte biri için stratejik açıdan önemli bir geçiş rotası olduğuna dikkati çekiyor.
"Ortadoğu kadar önemli bir başka Enerji kavşağı"
Prof. Dr. Kumbaroğlu'nun bölgedeki enerji denklemlerine ilişkin değerlendirmesi şöyle:
"Jeostratejik önemine ilaveten bundan on gün kadar önce Çin tarafından deniz tabanından yakılabilen buz kütleleri, yani bir tür gaz hidrat çıkardı. İlk olarak 2007 yılında Güney Çin denizinin kuzeyinde bulunan gaz hidratlar üzerinde son on yıldır yatırım ve araştırmalarını sürdüren Çin, on gün önce gaz hidrat konusunda önemli bir dönüm noktasına ulaştı.
ABD’deki kayagazından sonra Güney Çin Denizindeki gaz hidrat gelişimi önümüzdeki yıllarda Dünya enerji piyasalarını derinden etkileyebilecek önemli bir gelişme. Sıvılaştırılmış doğalgazda Dünya’nın en büyük üç ithalatçısı Japonya, Güney Kore ve Çin. ABD’li şirketlerin de LNG için önümüzdeki yıllarda önemli bir ihracat hedefi olan Asya ülkelerinin enerji geleceği Güney Çin Denizindeki enerji kaynakları ve rotaları için verilen mücadelenin sonuçlarına bağlı. Güney Çin Denizi Dünya için Ortadoğu kadar önemli bir başka Enerji Kavşağı."
'Ekonomik Bölge' tartışılıyor
Petrol ve gaz arama faaliyetleri, Münhasır Ekonomik Bölge (Exclusive Economic Zone) tartışmalarını gündeme taşıyor. Bu konuda Çin'in yanı sıra bölgedeki diğer aktör ülkeler de Münhasır Ekonomik Bölge konusunda uzlaşamıyor.